"Kahve bir nedir?"

Bir kuş.. bir uçak?. hayır hayır, o superman!.

Soru çok retorik görününce girişi de bir superman klişesiyle yapmak uygun göründü ne yalan söyleyeyim. Saçma tabii, ne demek “kahve bir nedir?" her şeyden önce anlatım bozukluğu var. Ama bazen anlatım bozuklukları daha anlam yüklü olabiliyor.

"Kahve nedir?" sorusu, özellikle butik üretim yapan, premium olan veya olma iddiası taşıyan kavurma firmaları için, sektörün geri kalanından ayrışmada en çok vurguladıkları konu. Bahsettiğimiz kavurucuların hemen hepsi, adeta söz birliği etmişçesine, kullandıkları ambalajlardan sosyal medya postlarına kadar her platformda "kahve bir meyvedir" sloganını kullanıyorlar. Burada kastedilen zirai bir tanımlama değil elbet. Bugün sosyal medya aracılığı ile pazarı eğitme misyonu üstlenen snob ev baristalarından tutun da, en geri kalmış kahve üreticisine kadar kimi takip ederseniz edin, içtiğimiz kahvenin, "kahve kirazı" denilen meyvenin çekirdeği olduğunu bir şekilde öğrenmişsinizdir. Hatta biz Türkçe'de “çekirdek” diyerek, ürünü baştan doğru şekilde lugata sokmuşuz zaten.

Amerikalılar ise "dane" anlamına gelen "bean" ismini kullanmışlar. Şimdi şimdi bazı progresif aktörler, ürünü "seed" (çekirdek veya tohum) olarak ifade etmeye ve "bean" adını bırakmaya çalışıyorlar. Bunu başarabilirlerse en çok adında bean kullanan markaların düşeceği durumu merak ediyorum.

Neyse, biz konumuzdan kopmayalım. Peki kahvenin meyve çekirdeği olduğu yaygın olarak biliniyorsa, yeni nesil kavurucular neden bu malumun ilamını slogan olarak kullanıyorlar? Çünkü konu zirai bilgi değil tat vurgusu. Kahvenin meyve olduğunu ve bu yüzden meyvemsi tatlar taşıması gerektiğini vurgulamak istiyorlar. Zaten bu markaların kahvelerini bir kez tattıysanız ne demek istediğimi hemen anlamışsınızdır. İçtiğiniz içecek, jenerik kahve tadından olabildiğince uzak, neredeyse sıcak bir tropikal meyve kokteylini anımsatır. Peki bu kötü bir şey mi? Her zaman değil. hatta bu tatları henüz denememiş okuyucuların içinde büyük bir merak uyandığını, "bu kahveleri tatmalıyım" diye düşündüğünü hissedebiliyorum. Kahvenin, içine şeker, yapay aroma ve benzeri katkı ürünleri girmeden bile ne kadar değişik tatlar, ne kadar geniş yelpazeden aromalar taşıdığını görmek için bu ürünler gerçekten anlamlı. Hele kahve sizin için konfor ve keyiften ziyade macera ve keşif duyguları uyandırıyorsa, evet mutlaka tatmalısınız!. Zaten web sitemizdeki yöresel kahveler kısmında biz de aynı iddiayı dile getiriyoruz. Fakat bir farkla; Biz kahvede sadece değişik ve güçlü meyvemsi aromalar elde etmek uğruna, kahveyi kahve yapan diğer gastronomik niteliklerde vazgeçemiyoruz. Bir başka deyişle, "kahve nedir?" diye kendimize sorduğumuzda, diğer firmalarla aynı cevabı veremiyoruz; bize göre "meyve meyvedir, kahve de kahvedir". Meyvemsi aromatikler taşımasının tek başına o ürüne iyi kahve denmesi için yeterli olmadığına inanıyoruz. İyi bir sıcak içecek olabilir ama bir içecekten tek beklentiniz güçlü meyvemsi aromatiklerse, açık konuşalım, o zaman başta uzakdoğu çayları olmak üzere çok daha cezbedici alternatifler var. Hatta işi biraz da şakaya vurarak şunu önerebilirim; amacınız mango aromasını güçlü hissetmekse, tadım notlarında “mango” yazan 250gr lık bir paket kahveye 80-100tl ödeme yapmanıza gerek yok. Marketlerde şişesi 10tl ye mango suyu satılıyor. İsterseniz mikrodalgada biraz ısıtabilirsiniz de J

İşin şakası bir yana, kahve üretiminde yegane gastronomik hedef ürünün meyveye ait bir bileşen olduğunu kanıtlamak olamaz, olmamalı. Kahveseverlerin çoğunun da(hepsi değil, biliyorum), bir kahveyi içerken ondan keyif almak yerine tam konsantrasyon o kahvenin aromatiklerine odaklandıklarını, onları tespit etmeye çalıştıklarını sanmıyorum. Biz, “kahve, kahvedir” derken, kahvenin kendine özgü gastronomik başka nitelikleri olduğunu; Dünya'da eşi benzeri az olan doğa/insan ortak yapımı bir ürün olması özelliğinin ortadan kaybolmaması gerektiğini vurguluyoruz. Evet, Térroir havalı bir sözcük, ifade ettiği felsefe de çok anlamlı; her coğrafyanın kendine özgü ikliminden, toprağından, bio-çeşitliliğinden gelen aromatikleri korumak, çiftçinin zahmetli emeğini ortadan kaldırmayacak dokunuşlar yapmak elbette kahve kavurucusunun en önemli sorumluluğu.. Ama tek görevi değil. Günün sonunda içtiğimiz ürün kahve. Aromatik sürprizlere ve çeşitliliğe kapımız açık ama önce kahveyi kahve yapan nitelikleri sağlamak koşuluyla. Nedir bu nitelikler? Bu konuyu da bir başka yazının konusu yapalım.

Sevgiler,

Tuğrul